Dijitalleşen Dünyada Birey, Toplum, Siyaset Kongresi, İstanbul, Turkey, 26 May - 27 August 2022, pp.6
Countries with limited financial resources, internal markets, and human resources, such as Turkey, would be hard-pressed to reach defense autarky and compete with the multinational corporations in the international arms market. Thus, the literature expects these countries to modify their defense industrialization goals parallel with their financial capabilities. However, Turkish decision-makers are not backing down from the defense autarky goal, despite the defense industries' economic crises and structural problems. This paper argues that the purpose of defense autarky persists because it provides prestige in domestic politics. Defense industrialization, coupled with nationalism, creates an untouchable space for the ruling party. This has two implications. First, the ruling party can dismiss any criticism through the success in defense production, which directly targets nationalist feelings. Second, the ruling party could use defense industrialization to distribute wealth to its supporters. The ruling party can dismiss any demand for transparency and accountability by referring to the secretive nature of defense production and providing little information. Furthermore, the opposition parties would avoid criticizing the government due to fear of being perceived as unpatriotic. In the end, the political gains (prestige) outweigh any economic limitations and prevent pursuing a moderate defense industrialization goal.
Türkiye gibi finansal kaynakları, iç pazarları ve insan kaynakları sınırlı olan ülkeler, savunma özerkliğine ulaşmakta ve uluslararası silah pazarında çok uluslu şirketlerle rekabet etmekte zorlanmaktadırlar. Dolayısıyla literatür, bu ülkelerden savunma sanayileşme hedeflerini finansal yeteneklerine paralel olarak değiştirmelerini beklemektedir. Ancak Türk karar alıcıları, savunma sanayiinde yaşanan finansal krizlere ve yapısal sorunlara rağmen, savunmada kendi kendine yeterlilik hedefinden geri adım atmamaktadır. Bu makale, savunmada kendi kendine yeterlilik hedefinin, iç politikada prestij ve ekonomik fayda sağladığı için devam ettiğini savunmaktadır. Milliyetçilikle birleşen savunma sanayileşmesi, iktidar partisi için dokunulmaz bir alan yaratmaktadır. Bundan doğan iki sonuç vardır: Birincisi, iktidar partisi, doğrudan milliyetçi duyguları hedef alan savunma üretimindeki başarı yoluyla her türlü eleştiriyi reddedebilir. Böylece muhalefet partileri vatansever olarak algılanmama korkusuyla hükümeti eleştirmekten kaçınacaklardır. İkincisi, iktidar partisi, servetini destekçilerine dağıtmak için savunma sanayileşmesini kullanabilir. İktidar partisi, savunma üretiminin gizli doğasına atıfta bulunarak ve çok az bilgi vererek her türlü şeffaflık ve hesap verebilirlik talebini reddedebilir. Sonuç olarak, yönetici seçkinler için siyasi ve ekonomik kazanımlar, herhangi bir mali sınırlamadan daha ağır basmakta ve karşılıklı bağımlılıkları kabullenmiş bir savunma sanayileşmesi hedefinin izlenmesini engellemektedir.