İstanbul 1.Konut Kurultayı, İstanbul, Türkiye, 10 - 11 Mayıs 2018, ss.194
Göç, bilindiği üzere, mekânsal anlamda bir yer değiştirme hareketini tanımlamaktadır. Literatürde zorunlu göç ya da iltica olarak karşılık bulan ve birey ya da toplulukların, ülkelerinde çıkan savaş, çatışma, açlık, kıtlık, asimilasyon gibi nedenlerle gerçekleştirdikleri göç; hem göç eden kişiler hem de göç edilen topraklarda yaşayan insanlar üzerinde bireysel ve toplumsal etkileri olan bir eylemdir. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin 14.maddesine göre "herkes, zulümden kurtulmak için başka ülkelere iltica etme ve bundan yararlanma hakkına sahiptir." Bireyin yaşama hakkı olarak da görülen bu eylemin en basit anlamda, bireyin "daha insani koşullarda" yaşamını sürdürebilmek için yaptığı bir "yer" değiştirme hareketi olduğunu varsayarsak; insanoğlunun en temel içgüdülerinden biri olan aidiyet duygusu ekseninde yer ile kurduğu ilişkileri de analiz etmek gerekliliği ortaya çıkmaktadır.